26 Aralık 2008 Cuma

2008'de öğrendiklerim!!!


2008 de ne çok şey öğrendim hayata dair bilemezsin sevgili okur.

Ne mi öğrendim? Bunlardan bi tanesini sana anlatayım, mesela kardeşim gibi sevdiğim 5 yıllık kız arkadaşımın beni aslında hep kıskandığını, hiç bir şeyini paylaşmadığını, iş yerinde arkamdan bi dolu iş çevirdiğini, bilimum ne varsa sakladığını öğrendim. Tabii önceleri bunu kabullenmek istemedim, baya bi direndim "olamaz kesin ben çok kötü kalpliyim de ondan böle düşünüorum, o bir melektir böle şeyler yapmaz" diyerek kendimi kandırmaya devam etmiş olsam da, gerçekler kısa sürede ortaya çıktı. Tabi benim böle düşünmemde payı olan bir arkadaşım daha var "inatçı pollyanna" - "ya o öle şeyler düşünmez, ya psikolojisi bu aralar ii diil de ondan, ya biz üzerine gitmeyelim, ya onu da arayalım" halbukı onun biimkiyle görüşesi bile yok.

Biz üç kız 5 yıldır çok yakın arkadastık, aynı yerde çalışıyorduk, yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi, her dakkamızı birlikte geçirir,nereye gitsek birlikte giderdik, yeri gelince oturur birlikte ağlardık, birbirimizin suçlarını üstlenirdik, her türlü atraksiyonda hep elele olurduk. En zor zamanlarımıda hep birlikteydik. Ne olduysa sonadan buna bi hal oldu ve kendi yaptıklarını unutup "ahlak bekçiliğine, nazi otoritesine, gözlüğümü takarım sadece çalışırım havasına büründü ve herkesle didişmeye başladı. Kapıları çarpıyor, bağrıyor,ağlıyor- mızıldanıyor, hiç bir şeyden memnun diil falan. Tabi tüm bunların altında yatan gercek neden bunun "evde kalma "korkusuydu ki böle davranan bi insanla kim evlenmek ister acaba?(Hayatımda bu kadar evlilik meraklısı bir insan daha görmedim) İş yerindeki herkes bundan köşe bucak kaçmaya başladı tabi. Bi biz kaldık yanında ama bizle de didişio, biz alttan alıoz sürekli. Ama ben yapı itibariyle öle kimseyi alttan falan alamam, alalade biriyse mesela ilk seferde paylamayı bilirim ama kardesim gibi arkadasım ya bu bişi demiyorum. Gerçi sabrım da taşmak üzere idi.

Bu ne zaman biriyle çıksa bizi yanında istemez bi havalara girer, ne zaman ayrılsa sürekli gelip onu anlatır beynimizi patlatır. 3 günlük erkek arkadaşı kırk yıllık arkadaşlarından hep daha değerli olur, bebeyle ilgili bişey dicek olsak hemen paylar bizi, ağzımızı açtırmazdı. Ben yine bunlara çok takılmıyordum aman diyordum kız mutlu olsun da gerisi önemli diil. Ancak sonrasında iş yerinde çalışmaları sakladığı ortaya çıktı, ortak bir raporda birlikte yer alacakken bunun beni yavaştan yavaştan cıkartmaya calıştığı ortaya çıktı vs vs. Daha anlatamadığım bi dolu şey.Amaan vala aklıma geldikçe kan beynime cıkıyor bi insan nasıl yapabilir bu kadar yakın olduğu birisine. Bi de yapıp bişey yapmıyormuş gibi davranması yok mu, sorunca da bilmezden gelip pişkin pişkin gülümsemesi, vala insanı çileden çıkartır ki çileden çıkıodum en sonunda kestim konuşmayı, gitmedim gelmedim hatta yüzüne bile bakmadım, mecburi toplantılarda bir araya geldiğimizde de sürekli laf soktum. Ama bu bi gün olsun gelip de sormadı " ya noldu, bişey mi var, yada senin canını birimi sıktı " falan diye. İşte bu da çok koydu bana o dönemde. Meğer kız yıllardır maskesiyle duruyormuş yanımızda da biz görememişiz...

Her neyse sonadan bu anladı hatasını başladı alttan almaya ama benim içim soğumuştu bir kere onca yıllık arkadasım dediğim insan bana tüm bunları yapabilmise benim onla bi daha işim olmaz dedim, nasıl güveneyim dedim ve atık sadce selamlaşıp geçiorum yanından.

Bu arada kendine sonunda bi koca buldu, bizi de çağırdı düğününe, hiç birimiz gitmedik, hatta iş yerinden kimse gitmedi. Başka arkadaşları da yok çok yalnız kalmış düğünde. Oh olsun. Zannediyodukı insana bi erkek arkadas/koca yeter başka kimseye gerek yok. Ama şimdi anladı, o kadar yalnız ki, kocası da beklediği gibi çıkmadı, boşboğazın, pintinin biri, her öğlen eve götürüo kızı yemek yemek için. Bizimki de hiç hoşlanmazdı böle şeylerden. Eee ne demişler Şeytan azapta gerek! İnatçı pollyannaya gelince o hala "ya öledir böledir" demeye devam edio :))))) Bense "yalancı ahlak bekçisi ulu insan" arkadaşımı çoooktan sildim. Ve şimdi kafam çok rahat, etrafımdan sürekli mızmızlanan, memnuniyetsiz, sevgisiz, samimiyetsiz bi insan daha uzaklaşmış olduğu için de çok mutluyum...

22 Aralık 2008 Pazartesi

Körlerle Sağırlar


Şu hayatta hep mi körler sağırlar birbirini ağırlar durumu söz konusu olur ya?
Ben daha bu yaşımda anladım bu memleketin neden hızlı ilerleyemediğini
İdealistlik, çok çalışma, zeka falan hikaye bunlar fason şeyler körlerle sağırlar için
Onlara şölee şatafatlı bi yağcılık gerek, bi ben yiyemiorum al sen yecilik gerek, bi aslansınız kaplansınızcılık gerek...
Ha bi de bunlarda en ufak eften püften bir konuyu bile abartma,büyütme olayı vardır artık ugrasırlar da uğrasırlar halledene kadar, sanırsınız dünyanın en önemli işini hallediolar ulan ben oturup kafa bile yormam böle şeyler için. İşte bide buna tilt oluorum ben.
Az önce yine "bir körler sağırlar birbirini ağırlar" toplantısından çıktık, birileri konuştu diğerleri alkışladı, birileri bişiler sölicek oldu körler görmedi sağırlar duymadı zaten,
o birileri de ölece sustu..
Ve ben bu durumdan oldukça sıkıldım artık, gerçi bunları çok da ciddiye almıyorum en uygun yerimle gülüorum hallerine :)))
PS. Bu fotoda buraya olmadı pek ama idare ediniz sevgili okur.

21 Aralık 2008 Pazar

BEN DEDİM

Sevme dedim
SEvdi.
Sevmem dedim,
Görürsün dedi.
Sevdim...

Bırakma dedim,
Bırakmam dedi.
Bıraktı...

Gitme dedim,
Gitmem dedi.
Gitti...

Beklemem dedim,
Bekle dedi.
Bekledim,
Dönmedi...




20 Aralık 2008 Cumartesi

Yaşasın yeni yıl gelioooo!!


Her sene yılbaşı yaklaşırken içimi bir sevinç alır, böle lüzumsuz bir kıpır kıpırlık, bi yenilenme isteği, değişim arzusu...

Bu süreçte bayılırım süsler alayım, bol bol mağza gezeyim, ıvır zıvır ne varsa toplayayım Noel babasından,mumluklara, toplara, minik davullara hepsine dayanamam. Dükkanlarda görür görmez alır eve gelince de bir heves hepsini ayrı ayrı inceler mutlu olurum. Herkese hediyeler almak geçer içimden, renkli yılbaşı kartları atmak bir de...

Her sene yılbaşı gecesi ne giysem diye dergileri karıştırır bu senenin makyaj trendi nasıl olacak die bilimum tarama yaparım. Duyanda beni lüks bi yerde sosyete ile birlikte kutlama yapacak sanır :)))

Oysaki çoğunlukla evdeyimdir!! Üzerimde rahat ama yine de yeni kıyafetlerim olur. Sacım başım yapılıdır hani. Yeni yıla yeniyle girmenin uğruna inanırım ben. Ha bide kırmızı ile :) Yaşı bi hayli geçkin olan anneannem de aynı benim gibi düşünür, ben de üşenmem her yıl yeni bir kırmızı da ona alırım :)

Bu sene daha yeni başladım süsleme telaşesine ama nedense pek bi hevesim yok, dışardayken bakıp inceliyorum hatta alıyorum ama eve gelince ölece koyuyorum bi köşeye...

Belki sevdiklerim hep uzakta bu yıl ondan belki yaşlanıorum ondan...

Çocukken her yılbaşı gecesi evde olurduk, annem güzel bi menü hazırlardı ki bu menü yılbaşının klaisk menüsü idi; rus salatası, hindi, çorba,turşu, iç pilav, yaprak sarma, yaş pasta, cips, kuruyemiş, kola,meyve... gece 24.00'ekadar yerdik durmadan. Küçük kardesimle ben tv kanallarına inat mutlaka bir yılbaşı programı hazırlardık. Programımızda mezdeke, kakılmışla itilmiş, sürahi hanım ve dönemim politikacılarının taklitleri olurdu. Sona annneannem kalkar döktürürdü, sona hep birlikte tombala oynardık ki çoğunlukla yüterdim (yütmek fiili eskilerden kalma ama sevimli içten bi fiil gibi gelir bana) ben onları :)))

Büyüdük ve tabi yılbaşlarının tadı da değişti aile kalabalıklaştı, yeni insanlar girdi hayatlarımıza, ve üzüntülü olaylar,yenen kazıklar, can yakan ayrılıklar... ve tabii değişti yılbaşları.

İnşallah bu sEne güzel bir yılbaşı geçiririz!!!

19 Aralık 2008 Cuma

HAYAT EKSİLİYOR SABREDERKEN...


Bir hikaye daha bitti bitiyor,
Göz göre göre kaçıp gidiyor elden.
Ne hazindir hayat eksiliyor sabrederken,
Git gide imkansızlaşıyor.
Tende vakit gEç, canda erken
Her insan diğerine benziyor kaybederken.
Acı günler var önümüzde
Kurudu yaşlar gözümüz de
Duramadık ki sözümüzde
Tarih tekrar ediyor
Hayatta başarılar diliyorum
Laf olsun diye değil samimiyim
İyiliğini istiyorum...

Ebru Gündeş güzel sölemiş hani...

MERHABALAR!!!

Herkese merhabalar :))
Ben de artık blog dünyasına girmiş bulunuyorum.
Bir süredir sessiz ve derinden izliyordum bu alemi ?!
Eee bi günlüğe de ihtiyacım vardı baktım sadece arkadaşlar yetmio
insanın içindekileri dökmesine ,
Gerçek hayatta sanal yaşarken bizler,
Sanal ortamda gerçeklerden bahsedelim biraz da
öyle değilmi?
Sevgili okur seviyorum sizi ;)