16 Eylül 2009 Çarşamba

Nice yaşlara!



Nice yaşlara Janjan!
İiiki doğmuşsun, beni yormuşsun :)
Etkilerin siliniyor be janjan, ama yine de kutlamadan duramadım,
Hayatı sönük ve sıkıntılı zamanında dolu dolu ve mutlu geçirmemi sağladın,
ve tabi yazmakla bitmeyecek bir çok güzel şeyi sağladın...
Yıllardır geçmeyen hastalığım sayende şıp diye ortadan kalkmıştı seninle..
Ama tam da doğum günün de bir çift kol düğmesinin lanetine denk gelip ayrı düştük, bi daha da ayar tutmadı adını koyamadığımız biz..
Herneyse nice mutlu yaşlara, nice ayrı senelere!

12 Eylül 2009 Cumartesi

UZUN YOLCULUK...




Doğduğun anda bir yolculuk başlar
Annenin güvenli kucağından inersin ve karşına
dar sokaklar,geniş caddeler,orman patikaları,mis kokulu bahçeler, bataklıklar çıkar,
Ömrün yettiğince yürüyeceksindir bu yolu..

Yoldaşların olur bazen, bazen seni bir yerlere doğru itekleyenler,
yanından arkandan , önünden yürüyenler olur.
Nice zaman yürür nice ayrımlardan geçersin
Kimi zamanda bir ağacın gölgesinde dinlenmeyi tercih edersin.
Nehir kenarlarından, asfalttan, düz ya da engebeli yollardan;
gün batımına ya da yıldızlara doğru yürürsün,
Hayat yoludur, herkes ancak kendininkini yürür.
Bazen uzun uzun düşünür,
bazen bir göz açıp kapama süresinde ani tercihler yaparsın, yol ayrımlarına geldiğinde.

Sonsuz adım atarsın.
Önemsiz gibi gözükseler de bir sonraki yolu belirleyen senin adımlarındır.
Öylemidir?Gerçekten sen mi seçersin attığın adımı?
Bazen içindeki bir sese güvenir burnunun dikine gider,
bazen birilerinin adımmlarını takip edersin.
Bazen yoluna taş koymaya çalışanlarla mücadele ederken bulursun kendini.
Ya da sen birilerinin ayağını kaydırdığını fark edersin.
Yol bu, kıvrılır,bükülür,sarplaşır bazen...

Arada tökezlersin, kapaklanırsın yüzüstü; yüzün gözün kanar...
Bazen kalkmayı bazen kalkmamayı tercih edersin,
Ya da kalkıp gittiğinin tam tersi yönde gitmeye de karar verebilirsin.
Sen mi verebilirmisin gerçekten?
Bu kararın sorumluluğunu taşıyabilirmisin?

Tutlularının peşinden mi gideceksin yoksa görevinin mi;
hayatın nasıl bir yer olduğunu sana öğretenlerin izini mi süreceksin?
SEn en iyisi vazgeç düşünmekten; ne de olsa her şeyi gören, duyan, evvel ve ahir olan,
senin içindekileri senden bile daha çok bilen bir güç var
Kendi hayatının sorumluluğunu taşıma, ona havale et......


Damla Çeliktaban
Türk telekom desteğiyle yayınlanan sanatsal içerikli dergi.









Ben çok beğendim paylaşayım dedim...

2 Eylül 2009 Çarşamba

Yeni İşimdeki ilk günlerim!



Henüz bir odam yok. Pzt günü heyecanla geldim, yeni müdür için gıcık ve kıl demişlerdi biraz, benim işe girişimde de baya bi kıllık yaratmış o yuzden de çok çekinerek gittim ofise.

Neyseki kendisiyle karşılaşmadık hiç. Genel müdür de izinde olduğundan henüz bir odam yok. Ivır zıvır insanların yanında takılmak zorunda kaldım tum gün. Ama hepsi alt statude şimdi yuz versen 2 güne astarını isterler, vermesen aman ne soğuk karı die arkandan konuşurlar. İşte nasıl davaranacağımı bilemeden açtım laptopu çevirdim media playerı hahaaa, fonda başladı hayko cepkin “gökdelenlerden tükürdüm dünyaayyaaaaaa”, bunu da bilerek açtım ha, hani sert bi mizacım var ona göre hareketlerinize dikkat edin alırım façanızı imajı yarattım ..Ama kimsenın mikinde diil tabı 

Ama bu kalabalığa dayanmam mümkün diildi tabi hemen bi çözüm bulmalıydım, baktım alt katta başka birime bağlı bi oda buldum toplantı odası gibi bişi ama işimi görür, hemen birim şefine gittim tüm şirinliğimle odayı gecici bi süre için bağladım  Şimdi ordayım ve gayet mutluyum, gelen giden yok, sessiz yaylaa gibi bi mekan.

Ama şimdi de kim gelecek kapıyı çalacak die stres oluyorum. Halim çok komik tum gün pc açık önümde de İtalyanca çizim notları, yapıomuş gibi yapıorum. Arada bi giren çıkan oluo, onlar çıkınca kağıtların duruşunu değiştiriyorum çalışıo harıl harıl desinler die. Öyle bebişim yapıcek bişi yok genel müdür gelip benim bölümü belirleyene kadar bu böle. Ama odada kamera varsa arkamdan bi ton gülüolardır orası ayrı. Mesela kapıya doğru ayak sesleri yaklaşıosa alıorum elime kalemi, bi elime de çeviriyi, en ciddi moduma bürünüp ters ters baıorum pcye, beklıorum bi müddet sona ayak sesleri uzaklaşıo haydaa gene en rahat pozuma bürünüp oyalanma moduma geçiyorum, mesela bu satırları yazıorum 

Yazmadan geçemicem burada sekreterler ve hizmetliler acaip tatlılar hepsi çok yardımsever ve saygılı, acaip poh pohlanıorum, mesela geçen wc ye gircem arkamdan biri titrimle seslenio tabi hiç üzerime alınmadım, ee ne de olsa alışık diliz biz bu şeylere, neyse adam koştu yetişti arkamdan yok dedi burası dışarıdan gelenler için wc, üst düzeyin wc si şurası…ve anahtarını da verdi. Ben girdim wcye kapıyı kitledim ama ağzım kulaklarımla birleşmişti noluo lan dedim VIP mi oldum ne nerdeyım ben, yani işteki ilk işeme maceram bile şatafatlı oldu 

Bakalım gelecek günler ne gösterecek ara ara yani sıkıldıkça yazıcam sizlere…aslında dün çok güzel bi şiir yazdım ama sona üşendim nette girmeye ve ölece yolladım geri dönüşüme…neyse belki gene yazarım….